ELEŞTİRİDE TEMEL KURALLAR | ELEŞTİRİDE TEMEL KURALLAR

ELEŞTİRİDE TEMEL KURALLAR

ELEŞTİRİDE TEMEL KURALLAR

Giblin,” İnsan İlişkilerinde Kendine Güven ve Güç Elde Etmenin Yolları” adlı eserinde, Eleştiride dikkat edilmesi gereken temel kuralları şöyle sıralar:

1) Eleştiri mutlak gizlilik içinde yapılmalıdır.

2) Eleştiride nazik bir söz veya kompliman(iltifat) dan sonra başlanmalı.

3) Eleştiriyi kişisel olmaktan uzak tutmalı. Şahıs değil, davranış eleştirilmeli.

4) Yanıt alma sağlanmalı.

5) İş birliği emredilmemeli, iş birliği talep edilmeli.

6) Bir suça bir eleştiri.

7) Kapanış dostça yapılmalı.

Giblin’in bu tespitlerine katılmamak mümkün mü?

Eleştirinin amacı muhatabı mağlup etmek değil, duygularını incitmeden eksiklerini, yanlışlarını hatırlatmak ve onu daha güçlü hale getirmektir.

Eleştiride etkili olmak için, muhatabın egosu dikkate alınmalı, ancak egosu muhatap alınmamalı. Eleştiride uygun bir ruh hali içinde olmamız gerekli ama yeterli değil. Muhatabımızın da uygun ruh hali içinde olması gerekmektedir. Başkalarının önünde, toplumun içinde yapılan eleştiriler pek fazla etkili olmaz. Eleştirilen kişi, hemen savunmaya geçer. Ancak baş başa yapılan eleştiriler, mutlak gizlilik içinde yapılan eleştiriler grubuna girer ki daha etkili olduğu tecrübeyle sabittir.

Eleştiriye nazik bir sözle ya da bir iltifatla başlandığında olumlu bir atmosfer oluşur. Örneğin bir öğretmen öğrencisine, ‘Son zamanlardaki çalışmaların her türlü takdirin üstünde, ancak bunu daha planlı-programlı yaparsanız, başarınız katlanır veya sende muazzam bir potansiyel var, ancak bu potansiyelinizi kullanmadığınızı görüyor ve üzülüyorum’ .  Bir işadamı işçisine, ‘şimdiye kadarki çalışmalarını hep takdirle izledim ancak, son bir aydaki performansında bir azalma olduğunu gözlemliyorum. Bunun nedenini öğrenmem mümkün mü?’ derse eleştiri amacına ulaşır.

Eleştiri kişi odaklı değil, davranış odaklı olmalıdır. Kişiliği hedef alan eleştiriler amacına ulaşamaz. Fayda yerine zarar verir. Eleştirinin esas amacı; yanlış, hatalı olan davranışı düzeltmektir.

Eleştiri yapılırken muhatabına söz hakkı verilmelidir. Kendisini en iyi şekilde ifade edebilmeli, eleştirilere yanıt vermesine izin verilmeli ve uygun ortam sağlanmalıdır. İki tarafın iyi bir diyalog çerçevesinde birbirlerini dinlemeleri, anlamaları gerekmektedir. Eleştiri yapılırken genelde muhatabın eksikleri, yanlışları söylenir de doğrunun ne olduğu ihmal edilir.

İş birliği emretme yerine iş birliği talep etmek daha etkili bir yöntemdir. Emretme iticidir. Talep etme çekicidir. Emretme, tepeden bakmacı bir anlayıştır, buyurgan bir tavırdır, Efendi-köle ilişkisidir, XY-düzleminde Y-eksenli yaklaşımdır. Talep etme, yatay eksenli(X-eksenli) bir yaklaşımdır, kucaklayıcıdır, eşitlikçi bir anlayıştır ve insanidir.

Ortada bir suç varsa, o suça eleştiri getirilmeli ve bu tekrarlanmamalı, başka suçlar işlenmişse, onlar ayrıca kendi bağlamı içinde tek tek eleştirilmeli. Eski hatalar, hatırlatılmamalı. Bu hataya bazen çalışanlar, bazen eşler bazen de ana babalar düşmektedir. Geçmişteki hataları günümüze taşıyorsak yapılan eleştiriler olumlu değil, olumsuz bir etki bırakır.

Eleştiri dostça yapılmalı. Muhatabınızın sırtını sıvazlayarak, yüreğini kazanarak, gülümser bir çehreyle tokalaşarak ayrılmalı. Eleştirilen kişiye şu mesaj verilmeli: Ben seni seviyorum. Bu hatalarla, bu yanlışlarla toplumda gezmene yüreğim el vermiyor. Mükemmel olmalısın. Mükemmel olman beni sevindirir. Bu sana daha yakışır.

 Prof.Dr.Şemsettin DURSUN