ERBAKAN HOCA DA HÜKÜMET... | ERBAKAN HOCA DA HÜKÜMET...

ERBAKAN HOCA DA HÜKÜMET...

ERBAKAN HOCA DA HÜKÜMET OLDU, O DA BAZI ZORUNLULUKLARA UYDU, GÖZ YUMDU DİYEN AKP'Lİ KARDEŞLERİME SESLENİYORUM demişsiniz.   

Evet Türkiye'de siyaset yapmak zordur. Adamı terletirler. Kadayıfın altı kızardı kızarmadı diye ortaya bir laf atarsın, statüko da ensene şaplağı indirir. 

Hatta bu ülkede alnının akıyla, vatandaşın oyuyla BAŞBAKAN olan adama hadi len ordan derler, o koltuğu sana biz verdik, vatandaşın oyu hikaye derler ve sen de kuzu kuzu inersin o koltuktan. Adam sana p£zev€nk der de yalayıp yutmak zorunda kalırsın.  

Evet Türkiye'de siyaset yapmak zordur. 

Eğitimi Fulbright anlaşması ile AMERİKA ya teslim edeli 50 yıldan fazla olmuştur. 

Türk vatandaşı evliliği İsviçre medeni kanununa göre, cezalandırılması İtalyan ceza yasasına göre, yargılanması Alman ceza hukukuna göre yapılan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen bir vatandaştır. 

Bu kararımız alınalı ise neredeyse 100 yıl olmuştur. 

Bu ülkede her istediğini yapamazsın. Çünkü sistemi sen kurmadın . 
Kazanmış gibi gösterilen kaybedilmiş bir savaşın Lozan'da sana imzalattıkları gizli açık anlaşmalarla ONLAR kurdu. 

Kazanmış olsaydık böyle ağır şartları bu ülkeye kimse dayatamazdı. 

Bütün bunları bile bile sırf iktidarı yaralamak için söze  Lezbiyenliğin ve Homoseksüelliğin yasal sözleşmesinin adına İstanbul'un isminin konulmasını, hükümetin bunu kabul etmiş imzalamış olmasını destekliyor musunuz ? diyerek güya akıllıca bir manevra ile giriş yapmışsınız. 

AB sürecinde ve DAVUDOĞLU hükümeti zamanında üstelik mecliste çıktığı şekliyle değil matbaaya giderken FETÖCÜ hainler tarafından yeni metin parçaları eklenerek imzalanan bu sözleşmenin sakat yanları olduğu görülünce kaldırıldı. (İnternette araştırırsanız bu söylediklerimizin tek kelimesinin bile yanlış olmadığını göreceksiniz.) 

Eğer hükümet sözleşmenin kalkmasını istemeseydi KALKMAZDI bu kadar net.. 

Kaldı ki sözleşmede yukarıda söylendiği gibi homoseksüellik ve lezbiyenlik serbesttir diye bir ifade yok. 

Yoruma ve istismara açık bazı maddeler var ve uygulamada o kapıdan girmeye kalkanlar olduğu görülünce sadece o maddelerden değil tamamından çekildi Türkiye. 

Erdoğan'a bu konuda bühtan edenler bunu hesabını ahirette elbette verecek ve bu suçlamayı yapanların çoğu partilere sızmış FETÖ şakirtleridir 

Biraz dikkatle baktığınızda bunu açık seçik göreceksiniz, tabii birazcık da olsa iyi bir gözlem gerekiyor.

Halihazırda fesh ettik deyip yalan söylüyorlar ifadesi çok çirkin. 

En kötü devlet yönetimi bile yalan söyleyemez. Çünkü devlet dili yazı dilidir. Orada ne yazıyorsa odur. 

Bunu tüm dünya kaldırıldı deyip eleştirirken, ki Erdoğan'dan bunu beklemiyorlardı bu sözleşmenin feshinin yalan olduğunu söylemek insan beynini yakan bir durumdur. 

Aslında devam eden iç hukuk uygulamaları olan 6284 kanununun uygulamalarını destekliyor musunuz ? cümlesini yalanla teyid etmeye kalkmak da sorunlu bir ifadedir. 

Evet yasada bir sıkıntı var ve fakat kadınların her gün insafsızca dövüldüğü, öldürüldüğü bir dünyada kadınları koruyan bir yasanın olmasını istemeyenlere ne denir bilemiyorum. 

Yoksa siz evlerde köle kadınlar mı istiyorsunuz? Korkarım koca dayağından kaçan kadınlar için Erdoğan'ın açtığı onca *kadın sığınma evleri*ne de karşısınızdır siz. 

Ya da ne bileyim dövelim, öldürelim ama sesleri çıkmasın..Bunu mu istiyoruz.. 

Sözde kadın haklarını savunan bu kanunları hararetle savunan KADEM ve başkan yardımcılığını yürüten Sümeyye

Erdoğan'a izin veren Sayın Cumhurbaşkanının, bu tavrını  destekliyor musunuz? demişsiniz. 

Bu ne biçim söz? 

Sümeyye Erdoğan'a izin veren Cumhurbaşkanını destekliyor musunuz? 

Kadın evli, ancak kocası izin verir ya da vermez. 

Ama bir insanın kafa yapısı farklı  olunca, gücü olanın yedi sülaleye hükmedeceği düşünebiliyor. 

Aslında eleştirdikleri Sümeyye Hanım'ın KADEM de oluşu değil kızın babası olan ERDOĞAN dır. Bu yaklaşım da kimse kusura bakmasın Müslümanca bir yaklaşım değildir.  

Türkiye'de faal olan 56 genelevi ve içerisinde alıkonulan, iğfal edilen 4000 kızımızın kurtarılmasına ve bu batakhanelerin kapatılmasına engel olan ne var ki 20 yıldır faliyetlerine devam ediyorlar? demişsiniz. 

Dikkat edin, Şeytan da sûret-i Hak'tan görünerek gelirmiş. Genelevlerini kurban keserek açan CHP zihniyetine tek bir söz var mı? Yok. 

Peki bu genelevlerini Erdoğan mı açmış? Yok? 

ERBAKAN zamanında bu genelevler var mıydı Evet.. 

Peki Erbakan niye kapatmamış. Cevap yok... 

Kabullenemediğimiz şey şu.  

Geminin kaptanı olmak geminin sahibi olmak anlamına gelmiyor. 

Gemi kaptanı olmayı bile bazen ayrıcalıklı olmak zannedersiniz ama bazen geminin kaptanı olmak da çok bir şey ifade etmez. 

Ülke hâla ABD nin BÎZİM ÇOCUKLAR dediği adamların yaptırdığı 82 ANAYASASI ile yönetiliyor. 

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı yani kaptanı da olsanız biri size küfrettiğinde o anayasanın şemsiyesi altında hazırlanan kanunlara göre hakkınızı arıyorsunuz. 

Yani Kral değilsiniz, hükümdar değilsiniz, diktatör hiç değilsiniz 

Eee, ne istiyorsunuz bu Erdoğan'dan. 

Daha düne kadar meclise başörtülü kadın giremezken bugün başörtülü milletvekilleri var. Erdoğan sayesinde.. 

Düne kadar Kur'an kurslarına yaz tatillerinde bile belli bir yaşın altında çocuk gönderemezken bugün bu ülkenin ortaokullarında (Hafız IHO larda) hafızlar yetişiyor. 

Üniversitelere bile başörtülü bir öğrenci giremezken artık başörtülü, doktorlar, öğretmenler, askerler, polislerimiz var. 

        Üstelik BAŞÖRTÜSÜ FÜRÛATTIR diyen Fetöcü bürokratlara ve statükoya rağmen.
Şans ve bahis oyunlarının devlet tarafından ihale edilmesi de dış güçlerin işi mi, zorunluluktan mı söyler misiniz. Bu batakhaneler neden kapatılmıyorlar? diyerek aklı sıra karın boşluğundan vuruyor. 

Bunu diyenlerin çoğu bir kez dahi AK Parti' ye oy vermeyenlerdir. 

Biz diyoruz ki siz bize % 80 oy verdiniz de biz yapmadık mı? 

Siz diyorsunuz ki sizi böleceğiz, gücünüzü daha da azaltacağız, nefes alacak hal bırakmayacağız. Zayıf yanlarınızı biliyoruz. Bu zayıflığın sizden değil *sistem*den kaynaklandığını biliyoruz. 

Sistemin belli noktalarını zorlarsanız Anayasa mahkemesinin ağzını açıp sizi öyle beklediğini de biliyoruz ama hinlik yapıp sizi zayıf yerlerinizden vurmak için pusuya yattık bekliyoruz, demeye getiriyorsunuz.. 

Evet herkes kendine yakışanı yapar. 

Bak, bak, bak!... Bir de, 

Erbakan niye yapmadı diyenlere sesleniyorum. muş...

Rahmetli Erbakan Hocamızı anarken, konularınıza muhatap ederken vicdanınız sızlamıyor mu ? Erbakan Hükümete tek başına mı geldi ? diyor. 

Şarj meselesi. 

Etmeyince etmiyor mübarek. 

Yahu be adam, sanki tek başına gelse yaptıracaklar mıydı? Adam başbakan, omuz vuruyorlar da sesi çıkmıyor.. O mu yapacaktı. Koalisyon yüzünden mi sesi çıkmadı yani? 

Ne zaman ki Milli Güvenlik kurulunda Kes lan!.. diye Erdoğan'ın erkekçe sesi duyuldu işte o gün Türkiye'nin makus talihinin değişmeye başladığı gündür.. 

Öyle oturduğun yerden ahkam kesmeyle olmuyor bunlar. Kelleyi koltuğa alıp siyaset yapacaksın. 

Demirel, asker öksürünce 7 kere Şapkasını aldı gitti, 8. kez yine geldi. Erbakan defalarca partisi kapatıldı yine geldi. Geldi ama ne yaptı demiyorum o şartlarda ne yapabildi?. Dişe dokunan bir şey maaşlar ile memurun yüzü biraz güldü o kadar. O da Özal rahmetlinin temellerini attığı bir ekonomi üzerinden.. 

Tek başına gelemediği için ve askeriye buna zaten izin vermeyeceği için koalisyonla iş başına gelmiş, o da zaten 11 ay sürebilmişti. diyerek Erbakan'a arka çıkıyorsun ama Erdoğan'ın yaşadığı zorluklardan bir kelime ile söz etmiyorsun. 

Erdoğan, Sezer ve Demirel kazığı yüzünden 2008'e kadar 3 lü kararname ile bir genel müdür bile atayamadı. İktidardı ama muktedir değildi. Sonra Abdullah Gül döneminden itibaren ise MİT TIRları, FİDAN olayı, 17-25 Aralık süreci, hatta bir ara partinin kapatılma tehlikesi süreci, post modern darbeler ve nihayetinde 15 Temmuz FETÖ darbesi. 

Erdoğan şapkayı alıp gitti mi, hayır... 

Gitseydi bugün Türkiye ikiye belki de üçe bölünmüş vaziyetteydi. 

ABD 50.000 TIR ve yüzlerce uçak mühimmatı Türkiye'nin Güney sınırına keyfi yığmadı. Hala oradalar ve fırsat bekliyorlar. 

Akdeniz, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Suriye, Kıbrıs, Batı Trakya, Libya, Filistin, Afrika'da açılan askeri üsler... Say sayabildiğin kadar. Bütün bunlarda Erdoğan iradesi var. 

Sen kalkacaksın Dünya beşten büyüktür diyeceksin, sonra kalkıp küresel sermayenin temsilcisi İsrail' e One minute çekeceksin. 

Kolay işler mi bunlar? 

BIDEN iktidara geldiğinde ekonomik baskı ile Erdoğan'ın gönderileceğini kendi ağzı ile söylüyor 

Bundan da mı bir şeyler anlamıyorsunuz? 

Kıyasınızda hiç mi hiç merhamet yok, bırakın adalet yok. demiş arkadaş ve bir de adalet istiyor. 

Neymiş o zaman koalisyon varmış. Şu anda ne var? MHP nin istemediği bir şey yap bakalım yapabiliyor musun? Şu anda da örtülü bir koalisyon var... 

Erbakan hocanın.. her istediğini yapabilme imkanı var mıydı ki diyor ama sıra Erdoğan'a gelince aynı şeyi söyleyemiyor.. 

Ondan sonra da nalıncı keseri gibi kendine yontarsak adaletli söylem istiyor. 

Siz Merhum Erbakan Hocamızın hayatı boyunca bir Yahudi Devlet adamıyla bırakın tokalaşmayı veya anlaşmayı, bir araya geldiğini gördünüz mü. diye aklı sıra İsrail üzerinden Erdoğan'a füze gönderiyor ama Siyer-i Nebi okumamış hiç. 

Medine Sözleşmesi ni de duymamış galiba garibim. Bu sözleşme Yahudi olan Beni Kaynuka, Benî Nadir ve Beni Kureyza kabileleri ile Müslümanlar arasında imzalanmıştır. 

Şimdi bu vatandaş Yahudilerle anlaşma yaptı diye Allah'ın peygamberini de eleştirirse şaşırmayın. Çünkü bu adamın amacı üzüm yemek değil Erdoğan'ı dövmek... 

O dönemde İsrail'le askeri anlaşma yapan dönemin 28 Şubatçı askerleriydi diyor. Yahu hükümet yetki vermeden hangi asker antlaşma yapabilir. 

Hangi kanunda yeri var? 

    Ha bir de Hoca Filistine Türk askerini gönderdi. efsanesi var. Sanki bunu tek başına yapmış gibi. Danimarka, İtalya, İsveç, Îsviçre ve Norveç ile birlikte yapılan 97'de Oslo anlaşmasında El-Halil' e askeri personel gönderilmesi kararı alındı. 

20 ŞUBAT 1997 

22 Şubat 97 Resmi Gazetede yayınlandı. 

PEKİ NE OLDU DERSİNİZ? 

Sen misin Filistin'e üç beş de olsa (savaşçı asker bile değil) eğitici askeri personel gönderen.. 

6 GÜN SONRA 28 ŞUBAT MGK KARARLARI ve 1000(!) yıl sürecek ıstırap yılları. 

Başörtüsü zulümleri ... 

Şimdiii... Erdoğan mı ülkeyi daha iyi noktaya getirdi yoksa bir başkası mı? 

Akıllı olacaksın...

Esselamü aleyküm kör kadı demeyeceksin, arı kovanına çomak sokmadan bal devşireceksin. 

Yoksa sana bu ülkeyi yâr etmezler, dar ederler... 

Velhasıl Erbakan Hocamızın bu 6-7 ülke ile birlikte hareket edip bir anlaşma üzerinden üç-beş askeri personel göndermesini sanki  Askeri çıkartma yapmıs gibi lanse etmek tamamen işi gereğinden fazla büyütmekten ibarettir. 

Ona bakarsanız AK Parti hükümeti de Filistin polisini eğitmek üzere Filistin'e personel gönderiyor. 25 Ekim 2018 RG 7307 sayılı kanunla Güvenlik İşbirliği Antlaşması imzalandı. 

Altında Reisin imzası var. 

D8 'İ KURDU. demişsiniz. 

Kurdu da ne oldu arkadaş? Ortada bir şey yok. 

İslam dinarı gündeme geldi.  Piyasa da bir şey yok... 

En azından şimdilik  küresel sermayeyi temsil eden $ a meydan okumak kolay görünmüyor. 

Hayalci değil gerçekçi olun. 

Bu oyunu en iyi yine Erdoğan oynuyor. 

Küresel sermayenin Türk ekonomisine yaptığı dolar saldırısı kale önünde "maalesef yine onların koyduğu kurallar ile" önlenmeseydi ülke ayvayı yemişti. 

Henüz maç bitmiş değil. 

Erbakan Başbakanlığı döneminde 11 ay boyunca FİLİSTİNE TEK BİR MERMİ DAHİ ATILAMADI dikkat ediniz. demişsiniz. 

Yani bu da laf mı şimdi. 

Yani diyorsunuz ki İsrail çok korktu. Hadi canim, güldürmeyin adamı.. Üç gün sonra içimizdeki adamları vasıtasıyla iktidardan terleten terlete indireceği adamdan niye korksun. 

Müslüman en az bir Yahudi kadar akıllı olmalı, saçmalamamalı... 

Hoca Siyasi bir dehaydı ve Ümmetin lideriydi. Sayın Erdoğanın imkanlarının yarısı değil çeyreğine dahi sahip olsaydı, faiz de kalkardı, fuhuş da biterdi, kumar da son bulurdu demişsiniz. 

Erbakan Başbakan iken bir tane genelev kapatmış mı? Yok.. 

Faiz kalkardı demişsiniz, bununla ilgili başlangıç kabilinden tek bir girişimi olmuş mu, yok... 

Fuhuş biterdi, demişsiniz. Yani palavra atılır da bu kadar olmaz. Allah'ın peygamberi zamanında bile bu menhus günah kaldırılamamış da  Erbakan mı kaldıracaktı. Dört kadınla evlilik serbest olmadıkça o dediğiniz olmaz bir kere. Bunu bir kenara yazın. Onu da Erbakan o dönemde getiremeyeceğine göre adama ufak at da civcivler de yesin derler. 

Zaten bunlara meyledecek  diye indirmediler mi iktidardan hocayı. 

Yani Erdoğan'ı da bunlar için indirmeye teşebbüs etmediler mi? 

Demek ki bu işler kolay değil. 

Ümmet ayağa kalkardı. demişsiniz. 

Ümmet Erdoğan ile ayakta zaten. 

Hayaller ve gerçekler... 

    Kaldı ki Türkiye'deki kumarhaneleri o dönemde Erbakan Hocam kapattı unuttunuz mu ? Çoğunuzun yaşı genç,  siz bilmezsiniz, araştırın derim. 

Bu da palavra. 

Geldiğinde Milli Piyango idaresini kapatsaydı ya. Bir A4 kağıdına yazacağı bir genelge yeterdi. Niye yapmamış. Salak değildi de ondan. Bu işlerin kolay olmadığını en iyi bilenlerdendi. 

Erdoğan ile Erbakan'ı karşılaştırarak oy ve menfaat devşirmek ve müslümanları bölme çalışması yapmak  Müslüman işi değil münafikâne bir tavırdır. 

Kur'an'da Âl-i İmran 103 te Allah Azze ve Celle parçalanıp bölünmeyin demiyor mu? diyor. 

Siz ne yapıyorsunuz? 

Yıllar sonra zar zor elde ettiğimiz akıl yüklü gücümüzü, aklı arkaya atarak ve hırs atına binip nereye sürdüğünüzü düşünmeden dörtnala gidip onu çatlarak darmadağın etmeye kalkıyorsunuz. 

Saadet, Yeniden Refah, Gelecek, Zafer, Deva, İp, Bbp, MHP 

Sadece son ikisi AK Parti'ye destek veriyor. 

Diğerleri BİR BÖLEN olmaktan bir adım öteye gitmeyecek. 

Olsa olsa Saadet gibi İstanbul'un yağmalanmasına sebep olan oy bölünmelerine  sebep olacak. Sonra içlerinden biri çıkacak ve bunu biz kaybettirdi biz diye bir marifetmiş gibi bağıra bağıra anlatacak. 

Solun ve domuz yiyenlerin ve (AB)D elçiliklerinin istediği de tam bu değil mi?.. 

Yiyin birbirinizi diyorlar ve arkamızdan kıs kıs gülüyorlar. 

Ne olursa olsun Erdoğan yüklüyorsunuz... 

     Son 20 yıl içerisinde başta Irak, Suriye, Libya, Afganistan ve Yemen olmak üzere kaç Müslüman memleket yerle bir edildi söyler misiniz ? diyerek sanki bunların suçlusu Erdoğanmış gibi Erdoğan'a gönderme yapıyorsunuz. 

Bunun adı algı çalışmasıdır. 

Bundan daha büyük bir akıl tutulması olabilir mi? 

Yuh artık!..

Yuh derim ben buna... Müslüman halklar katledildi, kadınlarına tecavüz edildi, zenginlikleri ve tarihi eserleri iç edildi, kısaca perişan edildiler. diyerek bu olanları Erdoğan ile anmak ve bunların Erdoğan'a fatura edilmesi Şeytani bir yaklaşımdır. Buradan ben fetö aklı kokusu alıyorum. Bu cümleleri kuran her kimse, kendisi fetöcü değilse bile onların etkisinde kalmışa benziyor. 

Meclis oylamayla talebi reddetti  Natoya üye devletlerin  müttefiklik adı altında Türkiye'den istediği bir oylama yapıldı ve fakat reddedildi o kadar.. Red oyu verenler arasında AK Parti MV leri de vardı. 

Hatta ben bu konu da tüm partilerin bir ortak gizli bir anlaşma ile bu oylamayı reddettiğini düşünüyorum. 

Türkiye bu oylamayı yapmak zorundaydı. Çünkü kendisi de tehdit altındaydı. Amaç güçlü ve art niyetli bir müttefik(!)e  "yaptık ama olmadı" demekti... 

Türkiye'nin limanları ve İncirliği ABD'ye kullandırması ise kuyruklu yalandır. Gül - Powell arasında 7 Nisan 2003 tarihli bir anlaşma vardır. O da sınır kapıları, petrol nakliyatı gibi benzer konuları içerir. 

Libya'nın Nato tarafından bombalanmasının sorumlusu Türkiye değildir. 

Tam tersine Libya'nın savaş sonrasında kendisini toparlamasına yardımcı olmak için hem IHA SIHA gönderen hem askeri personel gönderen Erdoğan'dır. 

Bunları özellikle görmeyip Nato içinde olmanın bazı sorumluluklarını yerine getirmesinin istismar edilmesi de art niyetli bir yaklaşımdır. 

Türkiye'nin önce can, sonra cânan dediği dönemler de olmuştur elbet. 

Rahmetli Erbakan Türkiye'den Çekiç Güç'ü kovmuş olmasına rağmen, İsrail'i İran'ın füzelerinden korusun diye, Malatya Kürecik'te ABD'ye radar üssü kurulmasına izin veren kimdi ? diye yine Şeytanî bir yaklaşım ortaya konmuş. 

Arkadaş bazı gerçekleri görmezden gelmeyi mutad hale getirmiş. Öyle olmasa  İzmit, Balıkesir, Eskişehir, Konya, Ankara, Malatya ve Erzurum daki Amerikan üstlerinin hiçbirisinin Erdoğan döneminde açılmadığını görecekti.. 

İncirlik de öyle... 

Yani zaten var idiler. Nato da üyesiniz. Zamanında Rusya ve İran a karşı kurulmuşlar. Ama hiçbiri AK Parti döneminde kurulmadı. Kürecik ise bütün bunlar bağlamında yapılan bir işlemden ibaret. 

Sabaha kadar yazarım da,  daha fazlası bu mübarak Ramazan günü asabımı daha çok bozuyor, gerek yok değerli kardeşlerim. demişsiniz. Bu Ramazan gününde bu kadar fitne yeter diyeceğiniz yerde sanki evliya-yı kiramdan bir zâtmışsınız gibi havaları kaldıramıyoruz. Mübarek Ramazan günü midemizi bulandırıyor.. 

Biz de sizin gibi sabaha kadar yazıp ve bu ülkenin dostu ve düşmanını ayırt edemeyecek kadar gaflet içinde olanların Allah'a düşman klikler ile aynı yolda yürüyüp kendi kardeşlerine ihanet edenlerin ne yapmak istediklerini bir türlü anlayamadığımızı dillendirmek isteriz. 

Yarın hesap gününde sağın bu kadar bölünmesine sebep olan beceriksiz, haris, çıkarcı grupların nasıl hesap vereceğini düşünmek bile istemiyorum. Hele hele diyalogcu FETÖ nün argümanlarını kullanarak siyasi çıkar devşirmek isteyen cüce siyasetçilerin durumunun hiç de hoş olmayacağı gün gibi aşikardır. 

Bundan sonraki paragraf ise aynen bu yazıyı yazana iade edilmiştir. 

Bence siz elinizi vicdanınıza koyup yeniden düşünün, Müslüman cenahtaki bölünmenin vebalini düşünün, hesap gününü düşünün ve ALLAH CC 'ün bize lütfettiği bu akıl nimetini iyi kullanın. Hak'dan yana olun, adil olun, doğru olun, vicdanlı ve merhametli olun. Körü körüne taraf olmayın. Hesap gününü de unutmayın. 

Yeniden Refah Partisi ve Dr. Fatih ERBAKAN iktidarı yakındır. 

Sözüne de sakın inanmayın. Babasının onda biri olamaz. 

Erdoğan'ın devlet tecrübesinin yüzde biri bile yok. 

Ona verilecek oy Davutoğlu, Babacan, Karamolla, Akşener vb. ne verilecek oy gibi ziyan olacak ve CHP PKK HDP *Şeytan Üçgeni*nin işine yarayacaktır. 

Ama bunu görecek göz, kavrayacak akıl, sezecek iz'an ve feraset ister. 

Saygılar, hürmetler..

Hamza ÇOBAN