ERMENİLER VE TEHCİR | ERMENİLER VE TEHCİR

ERMENİLER VE TEHCİR

 ERMENİLER VE TEHCİR

 

20.yüzyılın başlarında Osmanlı imparatorluğu, birçok cephede mücadele ederken bunu fırsat bilip Osmanlı düşmanı birçok ülkeden de destek alarak ayaklanma başlatan Ermeni komitacıları, yıllarca birlikte yaşadığı komşularından başlayarak başlattığı zulüm,işkence ve katliam üzerine tehcir edilmiş,tehcir esnasında insanlık adına istenmeyen hadiseler yaşanmıştır.

Başta Ermenistan'ın ilk başbakanı olmak üzere, vicdan sahibi birçok tarihçi ve siyasetçi "Oyuna geldiklerini, Osmanlı'nın tehcir politikasının doğru olduğunu" itiraf etmiştir.

Buna rağmen kendi suçlarını bastırmak isteyen bazı Ermenilerin ve bu iftirayı Türkiye'nin elini zayıflatmak için kullanan sözde muttefiklerimizin bu konuyu her fırsatta; özellikle 24 Nisan tarihinde gündeme getirdikleri görülüyor. "Arsivlerimiz herkese açık,buyrun bir komisyon ile bunlar incelensin" çagrimiza rağmen hakikat ile yüzleşmekten kaçan bu güruhun hırlamaları her ne kadar sinirlerimizi zıplatsa da hiçbir ehemmiyeti yoktur. Köklü bir medeniyet ve devlet geleneğine sahip devletimiz, birilerinin yönlendirmesi ile değil kendi plan ve istikameti ile tarihteki şanlı yürüyüşüne devam edecektir. Şu anda kararlılık ile yürütülen operasyonlar bunun en güçlü ispatıdır.

Ermeni lobileri,ABD,PKK gibi cephe bir şekilde anlaşılabilir de içimizdeki gafil ve hainlerin tavırlarını anlamak gerçekten çok zor.Daha da anlaşılmaz olanı ise bu sorumsuzluk içinde bulunan siyasetçilerin arkasında yürüyen, bizim gibi düşündüğünü söyleyen, bizden hiçbir farkı olmadığını iddia edenbazı kardeşlerimizin gafletine ne demeli bilmiyorum.

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.

14 Mayıs, içimize tefrikanın girip girmediğinin imtihanı olacak.

“İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım…”(Kur’an, A’râf, 155)

Ne olur etme Allah’ım!

Müslümanların zilletten izzete, mazlumiyetten muzafferiyete ulaştır. Din-i Mübine bizleri hizmetkar eyle Allak’ım

Amin, Amin, Amin

 

Ahmet Said YURTSEVEN