YUSUF ZİYA KAVAKÇI HOCANIN YAZISINA İSTİNADEN | MUSA UZUNKAYA

MUSA UZUNKAYA

 14:09, 1.1.2018] Musa Uzunkaya Samsun: Muhterem Hocam,

  Yusuf Ziya Kavakçı Hocam’a en kalbi selam, saygı ve hürmetlerimin arzıyla, samimi Dilek ve temennilerine dair kısa bir mülahazamdır.

   Sevgili Hocam, zannediyorum yine bir gurbet diyarındasınız.

   Size vatanda gurbet yaşatanlar oldu geçtiğimiz senelerde. Ama siz, gurbeti hizmetlerinizle vatanlaştırdınız.

  Kendi evlatlarınız, her biri diğerinden kıymetli yavrularınız yanında, anadolu topraklarında hatta dünyanın insanın yaşadığı tüm coğrafyasında size layik olamasa da bizler gibi binlerce evlad-ı maneviniz var.

   Onlar her gün siz ve sizler gibi üstatlarının sağlığına, ölenlerin ruhaniyetine dualar, içten ve samimi fatihalar gönderiyorlar.

    Malüm-u aliniz İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ, FIKIH VE İSLAM HUKUKU BÖLÜMÜ’nün ilk öğrencileri, sizlerin de talebesi olma şerefini bize lütfeden MEVLAY-I ZÜ’L-CELAL’e her an hamd makamındayız.

    Muhterem Hocam, bu sitede sizi okuyan ve zaman zaman sesli mesajlarınızı dinleyerek tefeyyüz eden yüzlerce talebemiz, binlerce seveniniz var.

   Dahası ;” Keşke ben de YUSUF ZİYA KAVAKÇI HOCAM’ın talebesi olma onur ve mutluluğunu yaşasaydım” diyen muhibbanınız var.

   Allah sizlerin ömürlerinizi müzdad eylesin. Dualarınıza bizleri dahil eylesin İnşallah.

   Hani derdiniz ya fıkıh derslerimizde “ Cennetin bevvabı olmak, o ihtilafların öncüleri mezhep imamları ve ulemanın kaldığı mekanda onların hizmetçisi olup, şu dünyada yapıp bize bıraktığınız ihtilafları, her biri rahmet olmasını umduğum görüşlerinizi burada da sizden dinlemek isterdim!...” derdiniz ya, işte bizler de sizin gitmeyi dilediğiniz o mekan -ki Rabbim cümlemize ihsan eylesin- cennette sizlere komşu olmak ve şu içten gelen talebinize, emrederlerse isterlerse bizlerin de şehadet etmemize fırsat verilmesini dilerdim.

    O da bugünki sesli paylaşımızda ifade buyurduğunuz birinci talebenize o derece odaklanmış ve bağışlayın kilitlenmişsiniz, bunun sadece bizim ülkemizin değil, tüm dünya müslümanlarının, hatta belki de tüm insanlığın kurtuluşunun bir reçetesi olduğunu bugün de dünlerde de, ta 1970’lı yılların başında sizlerin talebesi iken bizlere ifade ettiğiniz önemli bir projenizdi.

   Evet o senelerde sizden sıklıkla, bugün de  ifade buyurduğunuz çapta bir ilmi merkezin kurulması gereğine dair canhıraş taleplerinizi hatırlıyoruz.

   Belli ki, takribi elli yılına şahit olduğumuz bu talebeniz şu veya bu nedenlerden dolayı bugüne kadar tahakkuk edemedi.

    Ancak bugün dönem başkanlığını Türkiye’nin, dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı İSLAM  KONFERANSI İŞ BİRLİĞİ üzerinden tam bir İTTİHAD-I İSLAM ŞUURUNU realize ettirebilecek ve imamesi olmayan dağınık tesbih taneleri gibi kurda kuşa yem olmaktan ümmeti kurtaracak projenizin tahakkukunu sağlayabilecek adresi ve sorumlu olabilecek liderini de işaret buyurdunuz.

   Bu durumu her cihetten irtibat kurabileceğiniz ve bizlerin de iletmeye çalışabileceği bir zemini oluşturarak, dönem başkanı olan Sayın Cumhurbaşkanımıza arzetmek, bunun için bir elli yıl daha beklemeden hedefe odaklanmanın ötesinde hedefi gerçekleştirmek için bu çok ama çok önemli fırsatı kaçırmamak gerekir.

    Bu konuda kapsamlı bir rapor, gerekçe ve sonuca dair geniş ufkunuzun ön görüsüyle bir sunumu ya zat-ı alilerinizin veya emir buyuracağınız tullab-ı ehl-i irfanınızın gayretini makama sunmanın çok önemli olduğunu arzetmek isterim.

   İkinci talebiniz ise, çok daha önemli. Ama o gönül ehli hocalar, kendi evi ve komşusunun evindeki yangını söndürebilecek kaç imamız var, doğrusu bilemiyorum.

    Muhterem Hocam, İnşallah; 20,21 ve 22- TEMMUZ -2018/ SAMSUN BULUŞMASINDA bu konulara önemli bir parantez açarak sizin öncülüğünüzde samimi bir mesafe kat edilmiş olur.

   Maksadını kısa sözlerle ifadeden aciz talebeniz, evladınız Musa Uzunkaya en samimi dilek, dua ve saygılarıyla ellerinizden öper.

   Esselamu aleyküm...

   Musa Uzunkaya